Popüler Yayınlar

25 Mart 2013 Pazartesi

Anoreksiya Nervosa gerçekleri

Alice Kingsley ve Jo Kingsley'in Alice Anoreksi Diyarında kitabı
ANOREKSİYA NERVOSA HAKKINDA

Anoreksiya Nervosa, yeme bozuklukları içinde yer alan psikiyatrik bir bozukluktur. 
Anoreksiya Nervosa’nın nedeni açıkça gösterilemese de, öz benlik, vücut imaj düşünceleri, çevre baskısı ve genetik faktörlerin herbirinin ayrı ayrı bu hastalığın gelişmesinde rolü olduğu bilinmektedir.
Anoreksiya nervosa yüksek oranda kadınlarda görülmekle birlikte en sık ergen kızlarda ortaya çıkmaktadır.
Orta ve yüksek sosyoekonomik düzey ailelerde görülen bu hastalık ölümle sonuçlanabilen psikiyatrik bir bozukluk olması açısından önemlidir.
Anorektik hastalarda yiyeceklerle ilgili takıntılı düşünceler ve kompulsif yeme davranışları sıklıkla sebat ederek tüm gün yediklerini ve kilosunu kontrol etme ihtiyacı duyarlar.
Erkek anorektik hastalarda başka ek psikiyatrik bozukluk görülme sıklığı kadınlardan daha fazladır; kadın hastalar da daha mükemmelliyetçi yapıda ve vücutlarından memnuniyetsizdir.
Anorektik çocuk ve ergenlerde büyüme gelişme geriliği olasılığı fazladır. Sıkı diyet ve ciddi kilo kayıpları potansiyel olarak fatal düzeyde beslenme yetersizliğine neden olabilmektedir. Hastalığın diğer önemli komplikasyonları; kalp ritm bozukluğu, sindirim sistemi rahatsızlıkları, kemik yoğunluğunda azalma, kansızlık, hormonal ve elektrolit dengesizlikleri olarak sayılabilir.
Anorektik hastaların semptomlarını inkar etmeleri nedeniyle tanı genellikle aile çevresinden alınan hikayeyle konmaktadır ve aile tedavide de önemli rol oynamaktadır.
İlaç tedavisi uygulanmasının yanında bu hastalarda hastaya kilo kazandırtmaktan daha çok; tedavi bireysel, grup ve aile psikoterapileriyle diyetisyen konsültasyonu  birlikte yürütülmesiyle mümkün olmaktadır.
Bu hastalığın gidişatı değişken olmakla birlikte bir kısım hastalar erken tanı ile iyileşmektedirler. Diğer çoğu kilo alıp verme şeklinde dalgalanma gösteren bir hayatı veya giderek artan kilo verme uğraşları şeklinde ilerleyici gidişat gösterir. Bu yüzden tedavisi uzun sürmekte, hemen müdahale ve relapsların önlenmesi için uzun dönem takip gerekmektedir.
ANOREKSİYA NERVOSA TANISI NASIL KONUR?
Bu hastalığın tanısını koymak güç ve geç olabilir çünkü bu hastalar hastalıklarını gizleme ve inkar mekanizmalarını çok sık kullanırlar. Anorektik hastaların profesyonel yardım istemeleri olağan değildir bu yüzden bu hastalarda kronik beslenme yetersizliğine bağlı tıbbi komplikasyonlar gelişmekte, diğer doktorlar ve aile tarafından da tıbbi rahatsızlıkların tedavisi üzerinde duruldukça hastanın psikiyatriste uğraması daha da gecikmektedir.
   
İlk olarak tanıda hastaların ciddi kilo kaybı bulgusu vardır. Birey yaş ve boyuna göre olağan sayılan kilonun %85 altındadır veya BKİ( beden kitle indeksi= kilo/boy2) 17.5 veya altındadır. Çocukluk ve erken ergenlikte bu kayıplar yaşandığında boy uzamasında gecikme yaşanmaktadır. İkinci olarak bu bireyler kilo almaktan ya da şişman biri olmaktan aşırı derecede korkarlar. Kilo vermeye devam etseler de bu korku ile kilo verme hırsı devam eder. Üçüncü olarak bu hastalarda vücut ağırlığının ve biçiminin değerlendirilmesi ve önemi çarpıtılmıştır. Ne kadar kilo verseler veya etraftan zayıf olduklarına dair söylense de vücutlarının tümünü veya bazı bölümlerini çok şişman hissederler. Vücutlarını veya bölümlerini ayna karşısında sürekli denetler, ölçebilir veya kendilerini sürekli tartarlar. Kilo verme etkileyici bir başarı ve kendilik disiplini olarak görülürken, kilo alma kendilik denetiminde kabul edilemez bir başarısızlık olarak algılanır. Bu hastaların tanısında diğer önemli bir bulgu da en az üç aydır adet görememedir. Bu durum kilo yitiminin bir sonucudur  ve cinsiyet hormonlarının yapımında azalma sonucu adet görmeme veya daha adet görmemiş kızlarda adet görmede gecikme şeklindedir.

Psikiyatrik bozukluk sınıflaması olan DSM-4’e göre, Anoreksiya Nervosa’nın iki alt tipi vardır. Kısıtlı tipinde, hastalar birincil olarak diyet yapma, aç kalma ve aşırı egsersiz gibi davranışlar gösterirler. Tıkanırcasına yeme/çıkartma tipinde ise, hasta düzenli olarak tıkanırcasına yeme ya da çıkartma ile uğraşır. Kendini kusturma, laksatif, diüretik kullanma, lavmanların aşırı kullanımı gibi farklı yollarla yediklerini çıkarmakla uğraşırlar.

ANOREKSİYA NERVOSA BELİRTİ VE BULGULARI
Anoreksiya Nervosa, kişinin tüm hayatını etkileyen ciddi davranışsal ve psikolojik etkilere neden olur. Bu hastalık ailenin diğer bireylerini de etkiler.
  • Hastalarda kilo kaybı sosyal içe çekilme ve depresyona yol açar. Bu kişiler huzursuz, hemen kızan ve başkalarıyla geçinemez hale gelirler.
  • Ciddi uyku problemleri, gün içerisinde yorgunluk ve halsizlik şikayetleri olur.
  • Dikkat ve konsantrasyonlarında düşme meydana gelir. Çok başarılı ve mükemmelliyetçi kişilikte olan bu hastalarda dikkat ve konsantrasyonda azalma ve yemek ile ilgili diğer uğraşlar yüzünden okula giden bireylerin ders başarıları belirgin derecede düşer.
  • Yiyecek ve yemek yeme ile ilgili takıntılı düşünceler yiyecek seçme ve yeme ritüelleri konusunda kompulsif şekilde davranmalarına yol açar. Yeni yemek tarifleri toplarken sürekli başkalarına yemek yapma ile uğraşabilir, diyet yağsız yemek yapabilir, giderek kıstıkları yemek miktarlarını da yerken lokmaları böler veya uzun zamanda yerler. Tüm uğraşları kilo vermektir.
  • Hastalarda saç dökülmesi, deride pullanma, kabızlık, karın ağrısı, soğuğa dayanamama; kan tetkilerinde kansızlık, hipotansiyon,tüm vücutta ödem, kemik yoğunluğunda azalma, kalp ritm bozuklukları, böbrek işlevlerinde bozulma gibi fiziki belirtiler ve labaratuvar bulguları saptanabilir.

ANOREKSİYA NERVOSA TEDAVİSİ
Tedavisi ayaktan sürdürülebilse de hastanede yatarak tedavi çoğunlukla gereklidir. Kilo kaybı, organ yetersizlikleri, beslenme bozukluğu olan hastalarda malnutrisyon nazogastrik beslenme veya damar yoluyla beslenme ile tedavi başlanmaktadır. Yeme düzeni ve zamanları, fiziksel aktiviteleri kısıtlamak, hastanın hariçten kullandığı laksatif, diüretiklerin kesilmesi ile haftada istenen hedef kilolara ulaşmak gerekir. Tedavi hedefi psikiyatrik terapilerle kişiye yönelik tedavi şeklinde düzenlenir. Bireysel terapi, aile terapisi, kognitif davranışçı terapi, grup terapileri  başarılı olmuşlar. Bu hastalarda multidisiplineer yaklaşım gerekmektedir. Tibbi doktoru, diyetisyeni psikiyatristi birlikte koordineli çalışır.
İlaç tedavisinde çeşitli antipsikotik ve antidepresanlar kullanılır.
Psikiyatrik bozukluklar arasında mortal seyir oranı yüksek olan bir hastalıktır. Ciddi beslenme bozuklukları, intihar, kalp problemleri, elektrolit dengesizlikleri başlıca ölüm nedenleridir. Erken tanı ve tedaviye başlamak gidişatı önemli ölçüde etkiler. Hastalık belirtileri ve takıntılı düşünce ve davranışlar uzadıkça tedavi de güçleşir.
HASTALIĞIN ÖNLENMESİ
Beslenme ve obezitenin önlenmesi ile ilgili kamuya hitap eden yarı ve bilgilendirme programlarında dikkatli davranılmalı, vücut imajı ve yemek yeme reklamları ve kullanılan kelimeler dikkatlice seçilmelidir. 
Okullarda, vücut imajının daha önemli olduğu moda okullarında yeme bozuklukları hakkında bilgilendirmeler yapılabilir. Çok ince olmanın iyi birşey olmadığı, insanların kendi görünümleri ve imajlarını sağlamak üzere destekleyici reklam ve bilgilendirmeler yapılmalı. Bu bilgilendirmeler özellikle ergenlere yapılarak kendi vücut imajlarını ve kimliklerini oluşturmaları sağlanmalıdır.


                                                               Dr. Selcen ESENYEL
                                                               Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı 
                                                               İzmit Seka Çocuk Hastalıkları Hastanesi

15 Mart 2013 Cuma

Çocuğunuzu kardeşe hazırlamak

Eve yeni bir bireyin katılacak olması, evin içinde büyük değişikliklere neden olur. Ebeveynin ikinci veya bir sonraki çocuğa sahip olacağı haberiyle herkes kıpırdanır ve harıl harıl yeni çocuk için hazırlanmaya başlar ve çocuk doğduktan sonra da ailenin çoğu ilgisi yenidoğanın temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelir. Tüm bu değişiklikler evdeki büyük kardeş için atlatılması zor bir dönemdir. Gelecek çocuğu kıskanmaları ve davranışlarının değişmesi sıktır. Ancak ebeveynler büyük çocuklarını aileye yeni bir bireyin katılması için hazırlayabilirler.
 
KARDEŞİNİN OLACAĞI HABERİ VE GEBELİK SÜRECİ ANLATILMASI
Gebelik olayı ve dönemleri çocuğa uygun bir dille ve onların mantığına uygun bir şeklide anlatılabilir. Gebelik dönemlerindeki hazırlıklarda büyük çocuğunuzu da katabilirsiniz.
Büyük çocuğunuza yeni bir bireyin geleceğiyle ilgili haberi vermek için belirlenmiş uygun bir zaman veya bunun bir uygun yolu yoktur. Hamilelikten rahat hissettiğiniz ve çocuğa uygun olgunlaşma düzeyine göre bahsedin. Okul öncesi yaşındaki çocuğunuza ‘Birkaç ay içinde kardeşin olacak’ yerine ‘Yazın/kışın bir kardeşin olacak’ şeklinde doğum zamanını anlatabilirsiniz.
Çocuğunuz gebelikle ilgili sorular sorabilir. Çocuğunuza uygun anlayacağı dilde basit ve net cevaplar verin. Meraklarının giderilmesi yeni gelecek kardeşine olan ilgisini artırabilir.
Eğer çocuğunuzun bebeğe ilgisi artarsa;
  • Kendi bebeklik resimlerine bakabilir,
  • Birlikte bebeği olan aileleri ziyaret edebilir,
  • Potansiyel bebek isimlerini birlikte düşünebilir,
  • Doktor kontrollerine birlikte gidebilirsiniz.
 
DOĞUMA HAZIRLAMAK
Doğum yaklaştıkça, siz hastanedeyken çocuğunuzun yapacaklarıyla ilgili ayarlamaları yapıp bu planları çocuğunuzla paylaşın. Çocuğunuzun sizi hastanede ziyarete gelmesini sağlayın, mümkünse kimse gelmeden en yakın zamanda olsun. Bu ziyaret onun doğumun önemli bir aile olayı olduğu fikrini pekiştirir.
Yapılacak değişim ve rutinleri bebek doğmadan günler veya haftalar içinde yapın. Mesela oda değişimi veya büyük çocuğun okula başlaması gibi. Çocuğunuza bebeğin kullanacağı eşyaları gösterin ve onunla bunlar hakkında konuşun.Bebeğin odasını birlikte düzenleyebilir, bebek alışverişlerinde onu da götürebilirsiniz. Bu sıra da ona da yeni birşeyler alın. Çocuğunuzla beraber doğacak kardeşi için basit ve tamamlaması kolay bir şey hazırlayın. Beşiğine yapıştırılacak bir resim gibi.

YENİ BEBEĞİ EVE GETİRMEK
Bebeğiniz eve geldikten sonra çocuğunuzun değişikliklere ayak uydurmasına yardımcı olun. Onu bebeğin de dahil olduğu günlük aktivitelere katın ki kendini dışlanmış hissetmesin.
Birçok çocuk yeni bebeğin bakımını üstlenmek ister. İşleri onun yapması daha uzun sürse de, bu büyük çocuğunuzun bebekle pozitif etkileşime girmesine neden olabilir.
Eğer çocuğunuz bebeğe hiç ilgi göstermiyorsa panik olmayın ve onu zorlamayın. Zaman alabilir.
Emzirme gibi çocuğu dışarıda bırakan faaliyetlerde, eline bir oyuncak verip onunla ilgilenmesi yönünde yönlendirici olun.
Büyük çocuğunuzla vakit geçirebileceğiniz fırsatları kollayın. Bebek uyurken ve mümkünse her gün bir ebeveynin bölünmeyecek dikkatini çocuğa vererek birlikte zaman geçirin. Ona özel zaman ayrıldığını anlamaları yeni bebeğe olan öfkelerini azaltabilir.
Akraba ve arkadaşlarınıza, bebekten farklı bir konuda konuşmaları için hatırlatın. Akraba veya arkadaşlarla birlikte komik bir aktivite veya çocuk için özel bir şey yapmayı önerin.
 
TÜRKİYE’DE YAPILAN YANLIŞ TUTUMLAR

Yukardaki yazımızda bir çocuğa kardeşini hazırlamakla ilgili sizlere yardımcı olmaya çalıştım. Şimdi de poliklinikte sıkça ailelerin bize söylediği karşılaştığımız yanlış tutum ve davranışları sıralamak istiyorum:
  • Bebek doğduktan sonra onu kötülemek, ’Ne kadar yaramaz, hep ağlıyor’,  ‘biz onu sevmiyoruz, seni seviyoruz.’ Demek.
  • Çocuk aileye hep bebekle ilgilendiklerini söylediğinde, ‘Hiç de değil. Seninle de ilgilendim. Kıskanmana gerek yok.’ Diyerek çocuğun duygularını yok saymak.
  • Gelen misafirlerin ‘Bebek geldikten sonra çocuğun pabucu dama atıldı.’ Gibi yorumları.
  • Kıskanmaması için çocuğa daha önce konulan kuralların gevşemesi; ‘Hadi sen de bizimle yat’ demek veya daha çok oyun oynamasına, yaramazlık yapmasına gözyummak.
  • ‘Sen artık abla, abi oldun’ diyerek yeni kardeşini hatırlatarak  davranışlarına sınır koymaya çalışmak.
NE ZAMAN BİR UZMAN YARDIMI GEREKİR
Çocuğunuzda kalıcı huy ve davranış değişiklileri kardeşi doğduktan bir süre sonra hala devam ediyorsa, 
Okul başarısında düşme, okula gitmek istememe, 
Okulda huysuzluk, huzursuzluk gibi davranışları olduysa, 
İştah ve uyku problemleri tüm önlemlere rağmen devam ediyor, 
Oyun oynamıyor veya hemen oyundan çıkıyor, Herşeye hemen ağlıyor, çabuk sinirleniyor, Diğer çocuklara tahammülünde azalma, sosyal ilişkide azalma, 
Üç haftadan daha uzun süre altına kaka kaçırma veya altını ıslatma gibi davranışlar gözlediğinizde bir çocuk psikiyatrisi uzman yardımı gerekir.
Ailenizle doğacak yeni bebeğinizle iletişime açık, sağlıklı günler dilerim.

                                                            Dr. Selcen ESENYEL
                                                            Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
                                                            İzmit Seka Çocuk Hastalıkları Hastanesi

Yararlanılan Kaynaklar:
1) http://www.parenting.com
2) Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu, Çocuk Ruh Sağlığı/Çocuğun Kimlik Gelişimi, Eğitimi ve Ruhsal Sorunları, Özgür Yayınları, İstanbul, 2010.