Popüler Yayınlar

30 Ağustos 2015 Pazar

Çocuk ve Oyun


                                                   Oyun Nedir?


Oyun karmaşık bir insan davranışıdır. Dinamik bir süreçtir, ilgi ve eğlenceyi içerir. Spontan olarak kendiliğinden başlar, belli bir amacı yoktur, oyuna tam konsantre olur, çocuğa mutluluk ve haz verir.
 Oyun çocuğu yetişkin hayata hazırlayan en etkin yoldur. Oyun sürecinde, içinde çeşitli davranışların motivasyonların, fırsatların, alıştırmaların, uygulamaların, becerilerin ve kavrayışların olduğunu biliyoruz.Yetişkinlerin gözüyle oyun çocuğun eğlenmesi, oyalanması başlarından savmak için bir uğraş olarak görürler, oysa oyun çocuk için ciddi bir iştir.

Oyun, çocukların tüm alanlardaki gelişimlerine katkı getirir; zihinsel, duygusal fiziksel ve psikomotor (bedensel) gelişimlerini, sosyal ve dil gelişimleri üzerine etkilidir. 


   Oyunun İşlevi
Oyunun pek çok işlevi bulunmaktadır. Oyun, çocuğun hayattaki en önemli işidir. Oyun yoluyla hayatta kalma becerilerini öğrenir ve içine doğduğu karmaşık dünyaya ilişkin bir düzen arar ve bulur. Oyun yoluyla bedenini kontrol etmeyi öğrenir. Beyni, gözleri, elleri, ayakları arasında uyumu ve dengeyi sağlamayı öğrenir.

Oyun yoluyla çevresindeki somut dünyayı araştırır, keşfeder, buna ilişkin bilgiler toplar ve düşünmeyi öğrenir; yine oyun yoluyla duygusal sorunlarını dışa vurur ve ilkel duygularını kontrol etmeyi öğrenir. insanlarla daha duyarlı ve sağlıklı ilişkiler kurmayı öğrenir. Oyun yoluyla sosyal bir varlık olmayı ve kendi toplumu  içinde yer almayı öğrenir. Oyun, çocuğun kendini iyi hissetmesini sağlar ve yaşamı dolu yaşaması için kendi tecrübeleri edinmesini sağlar.

Çocuk, oyunu isteyerek sürdürdüğü için dikkatini yoğunlaştırmayı ve yaptığı işte sebat etmeyi, kararlılıkla işini sürdürmeyi öğrenir

Oyun oynarken çocuklar temsili anlamda rol yaparlar. Eğitimcilere göre insan olmanın en büyük özelliklerinden birisi rol yapabilmektir. Rol yapabilmek, “bir nesneyi ya da bir insanı başka bir şeyin ya da kişinin yerine koyabilmek” anlamına gelir. Çocukların oyunları arasında yer alan hayalî oyunlarda çocuklar bu fırsatı bulur. Hayalî oyunlarda çocuklar örneğin; anne olur, baba olur ya da polis olur.
Birlikte oyun oynarken çocuklar birbirleri ile iletişim içindedirler. Oyunda, konuşma dilini aktif, işlevsel olarak kullanırlar. Hayali oyunda sembolizasyon yeteneği gelişen çocuğun dil gelişiminde de olumlu etkileri görülür.

Oyun oynarken çocuklar fiziksel güç ile şiddet kullanmanın ne demek olduğunu, savaşın ne demek olduğunu, şefkat duygusunu, bir başkasını incitmemek, adil olmak ve hakkı öğrenir.
 Oyun, çocukların ruh sağlığına da katkı sağlar; duygularıyla barışmada ve kişiler arası ilişkilerinde uyumlu olmalarına ve iletişim kurmalarına yardımcı olur. Gerçek yaşamda kendisini rahatsız eden durumları ve duygularını oyunda ifade edebilir veya sembolik olarak oyununa yansıtabilir. Çocuklarla çalışan uzmanlar oyun terapisini çocukların  problemlerini dışavurum ve tedavisinde aktif olarak kullanmaktadır.


Serbest Akışlı Oyun
Fikirler, düşünceler ve ilişkiler içinde oyuna kendini kaybedercesine verir. Serbest akışlı oyun içinde çocuk özgün bir düşünür olur; hayal etme anlamında düşsel yaratıcılık ve pratik alana aktarmaktaki mucit yaratıcılık yeteneklerini kullanır. Çocuk birinci elden deneyim elde eder.  Çocukların olayları doğrudan yaşayarak edindikleri izlenimler yoluyla kavram geliştirmelerine ve bu kavramları netleştirebilmelerine olanak veren deneyimler, yaşam tecrübeleridir.


Serbest Akışlı Oyunun Önemi ve Yararları
Serbest akışlı oyunun önemi ve yararları şöyle özetlenebilir:

• Aktif bir süreç olduğu için ve hedef olmadığı için önemlidir.

• İçsel motivasyon olduğu için önemlidir.

• Kurallara, baskıya, amaçlara, verilen ödev ya da görevlere veya kesin bir

yönlendirmeye uyulmasını talep eden dışardan bir baskı kaynağı olmadığı

için önemlidir.

• “Böyle yapsak ... nasıl olur?” gibi ya da “... olsa.” ve “ -mış gibi yapalım.” gibi

olası ve alternatif dünyalara ilişkin farz etmeleri, hayalî düşünceyi içeren bir yapısı vardır ve bu nedenle de oyunu oynayanları en üst düzeydeki işlevlerine yükseltir. Bu işlevlerin hayalî düşünce, yaratıcı düşünce, orijinallik ve yaratıcı buluş olduğu belirtilmektedir.

• Nesnelerin, olayların üzerinde düşünmeyi, bildiklerimiz üzerinde düşünmeyi

ve bildiklerimizin farkında olmayı içerir ki bunları fark etmeyi, neyi bildiğimiz bilmeyi içerdiği için önemlidir.

 Birinci elden deneyimleri aktif bir biçimde kullandığı için önemlidir.

• Oyun süreklilik gösterir ve tam anlamıyla oyun kendi akışı içinde iken, gerçek

yaşamlarımızda yapabileceklerimizi önceden işlememize yardımcı olduğu için önemlidir.

      

  Oyun Gelişimi
0-12 Ay Dönemin Oyun Gelişimi

Yaşamın ilk yılında görülen oyun türü çevreyi keşfetme, davranışları tekrarlama ve kendi başardıklarından mutluluk duyma şeklindedir. Doğumdan bir ay sonra bebeğin çevresini araştırmaya başlamasıyla oyun davranışlarının temeli atılır.

Bebek 6 aylık olduğunda, el ve göz koordinasyonu güçlendiğinde hareketlerini

kontrol edebilir ve kolunun uzandığı nesneleri alıp tutabilir. Bebek 7 aylıkken tanıdık kişileri yabancılardan ayırt edebilir. 8-9 aylıkken yerde düzgün bir şekilde oturup sağındaki, solundaki ve etrafındaki oyuncaklarına devrilmeden erişebilir. Emeklemeye ve gözüne çarpan nesnelere ulaşmaya çalışır.

Bebek 10 aylıkken istemli olarak mama sandalyesinden kaşık, bardak, oyuncak ve her türlü nesneyi aşağıya atar. Neler olabileceği merakı onu bu davranışlara iter. Elindeki kaşığı farklı yüzeylere vurup çıkardığı sese tepkiler göstererek eğlenir.

Burada yeni şeyleri keşfetme, ilişkilendirme ve eğlenme söz konusudur.

Bebek 11 aylıkken ayağa kalkıp, yetişkinin desteği ile bir iki adım atabilir. Bu evrede bebeğin dikkati çevresindeki nesnelere yöneliktir. Arada sırada, az da olsa davranışlarında görülen taklit unsurları kısa süreli belleğinin gelişmekte olduğunu göstermektedir. Bebekler, 12. ayda eşyalara tutunarak kendi başlarına yürüyebilirler, koltukların üzerine çıkıp oturabilirler, çekmeceleri açıp karıştırabilirler ve dolapların kapağını açabilirler. Yine bu evrede nesnelerin adlarını bilmemekle beraber ne işe yaradıklarını bildiklerini gösterebilirler. Örneğin; tarağı saçına sürüp taramaya çalışmak, boş bardağı ağzına götürüp içer gibi yapmak.

Bebek 12-13 aylıktan itibaren yürüme aşamasına gelmiştir. Bu dönem oldukça enerji dolu, hareketli bir süreci kapsar. Artık çocuk çevresiyle yetinmeyip eline alabileceği birden fazla oyuncağa ihtiyaç duymaya başlar. Bunları amaçlarına uygun olarak kullanmaya başlar. Örneğin; oyuncak telefon, tarak, fırça gibi. Blokları,küpleri bir kutudan diğerine boşaltmak yerine artık onları başka nesnelerin yerine kullanmaya başlar. Örneğin; sandalye, masa gibi. Bu duruma nesnelerin temsili kullanımı denir. Bu davranışlar bilişsel gelişimin önemli bir evresi olan hayali oyun veya başka bir deyişle “öyleymiş gibi” oyunun başlangıcını göstermektedir.


1-2 Yaş Döneminde Oyun Gelişimi
Birinci yılın sonunda bebek, oyuncaklarını ele almada daha beceriklidir. Farklı seslerden, renklerden, görüntülerden hoşlanır. Eline geçirdiği kağıtları  yırtabilir. Oturup kalkma, yürüme becerileri geliştiği için tekerlekli oyuncaklarını itip çekebilir, elleriyle arabaları bir yüzeyde sürebilir. Oyuncaklarını bir yerden başka bir yere taşıyabilir.

Bebek 18 aylıkken elindeki tarakla bebeğinin saçını taramaya başlar. Yere çömelip kitap sayfaları karıştırır. İnşa blokları, basit bulmacalar, yumuşak hayvan oyuncaklarla uzun süre oynayabilir. Üç küpü üst üste koyarken 2 yaş civarında bu altı veya daha fazla sayılara çıkabilir. Kil, hamur, su, kumla oynamaktan zevk alır.

Boya fırçasını tutuşu el göz koordinasyonunun gelişmesine bağlıdır. Fırça veya kalemi orta yerinden avuç içine alıp gelişi güzel çizgiler çizebilir. İki elini de aynı şekilde kullanabilir, bazen tek bir el tercih edilebilir.

İki yaşından sonra “öyleymiş gibi” oyunlar için çevresinde bulduklarını kullanır.


2-3 Yaş Döneminde Oyun Gelişimi
Bu yaşlarda topla oynamaya, büyük birimlerle inşa oyunlarına, eşleştirme ve gruplama oyunlarına, oyuncakları sıraya dizmeye, itip çekmeye, kum ve su oyunlarına, basit bilgisayar oyunlarına, müzik aletleri çalmaya ve resimli kitaplara ilgi duyarlar.

İki yaşından itibaren çocuğun büyük ve küçük kas hareketlerinde becerisi artmıştır. Taşıma, kaldırma, tırmanma, atlama, koşma, zıplama gibi hareketler ortaya çıkar. Üç tekerlekli bisiklete binme, ayakları yardımıyla pedal çevirme, direksiyon kullanıp köşeleri dönme becerisi gelişir. Topa ayağıyla vurmaya çalışır, topu atabilir fakat yakalamakta başarılı olamaz. İnşa oyunlarında da gelişme görülür. 2 yaşında 6 blokla oynarken, 3 yaşında 9-10 blok kullanabilir.

Bu aşamada oyun, “yalnız” oyunla “başkalarını seyretmek” arasında bir özellik

taşır. Çocuğun benmerkeziyetçi oluşu, neyin “ben” neyin “ben olmadığı” arasındaki farkı kavrayamadığından oyuncak ve yetişkinlerin ilgisini paylaşmada güçlük görülür. Bu yaşlarda çocuk, yanındaki bir başkasının onun ne gördüğünü, hissettiğini, ihtiyaç ve niyetlerini aynen bileceğini düşünür.


3-4 Yaş Döneminde Oyun Gelişimi
Üç yaşından sonra çocuklar okul ortamında, küçük grup içinde diğer çocuklarla

etkileşime girerler. Bu yıl içinde sosyalleşme ve arkadaş edinme eğilimi başlar. Büyüklerin sürekli yanlarında bulunmaları isteği azalır, onların sadece ihtiyaçları olduğunda yanlarında olacaklarını bilmeleri önemlidir. Bu aşamada çocuklar, açık havada oynamayı, inşa oyunlarını, kapalı mekanda masa üstünde veya yerde oynamayı, sosyodramatik oyunları tercih ederler.


4-5 Yaş Döneminde Oyun Gelişimi

Bu yaşlardan itibaren çocuğun günlük yaşam davranışlarında becerisi artar. Bununla birlikte etrafındakilerle iletişiminde ilerleme kaydeder. Çok ayrıntılı hayali oyunların yanı sıra gelişmiş açık hava oyunlarına da ilgi duyar. Bu yaşlarda kurallı takım oyunları görülür. Bazı sporları, el becerisi gerektiren etkinlikleri, yaratıcı oyunları, sanatsal çalışmaları tercih etme yatkınlığı görülebilir. Bu dönemde kız ve erkek çocukların her türlü etkinliklerde yer almaları kendi potansiyellerini ortaya koyma bakımından çok önemlidir. Çocukları cinsiyetlerine göre oyunlara ve etkinliklere yönlendirmek, onların birçok alanda gelişmelerini engeller.

Sosyodramatik oyunlar oldukça ayrıntılı bir şekilde planlanır, roller gerçeğe uygun şekilde ele alınır ve önceden karar verilen senaryoya uygun olarak oynanır. Oyunda çocukların birbirlerine duyarlı olup, yardım etmeleri onların benmerkezcilikten uzaklaştıklarını göstermektedir. Genellikle kendinden küçük çocuklara rehberlik yapmayı severler.


5-12 Yaş Döneminde Oyun Gelişimi
5-12 yaş grubunda okulun başlamasıyla sosyal kuralların benimsenmesi ile birlikte akranlarla oynanan kurallı ve rekabet içeren oyunlar artar. Spor, açık hava oyunları, dans gibi aktiviteler hem kendini sosyal ortamda kabul ettirme hem de ilgi alanlarını belirlemede oldukça önemlidir.

Bu dönemde derslerin artması ile çocukların oyun oynanması ketlenmekte veya çocuklar arkadaşlarıyla görüşemedikleri veya toplu oyunlara katılmadıkları için bilgisayar oyunlarına ilgiler artar.

Bilgisayar ve tablet oyunlarını oynamasına dikkatle birlikte karar verilmeli ve zamanının çoğunu almasına engel olunmalıdır. Ancak günümüz koşullarında bilgisayar oyunlarından tamamen uzak tutmak uygun olmayabilir.

Çocuklar Oyun Oynarken Onları Nasıl Destekleyelim?

*Çocuğun oynayabileceği güvenli bir ortam hazırlayın.

*Çocuğa oyun oynarken rahat giyebileceği kıyafetler giydirin.

*Her gün düzenli olarak en az 15-20 dakika onunla oyun oynamaya vakit ayırın. Oyunda müdahele etmeyin.

*Yumuşak ses tonuyla konuşun.

*Olumlu mesaj veren oyunlar oynayın.

*Hayal gücünü ve yaratıcılığını zenginleştiren oyunları teşvik edin.

*Çocuğun yaptıklarını görerek bunlarla ilgilendiğinizi belli edin.

*Gülümseyerek ve göz teması kurarak oyun oynayın ve siz de zevk alın!

*Çocuğu oyun sürecinden birden koparmamak gerekir. Ne kadar oynayacağına oyuna oturmadan önce karar verin.

**Anne ve babanın sevgi dolu, sıcak yaklaşımıyla, sık sık birlikte oynanılan, ilgilenilen çocuklar daha iyi gelişir ve beceriler kazanır.

*Olumlu mesaj veren oyunlar oynayın.

*Hayal gücünü ve yaratıcılığını zenginleştiren oyunları teşvik edin.

*Çocuğun yaptıklarını görerek bunlarla ilgilendiğinizi belli edin.

*Gülümseyerek ve göz teması kurarak oyun oynayın ve siz de zevk alın!

*Çocuğu oyun sürecinden birden koparmamak gerekir. Ne kadar oynayacağına oyuna oturmadan önce karar verin.
**Anne ve babanın sevgi dolu, sıcak yaklaşımıyla, sık sık birlikte oynanılan, ilgilenilen çocuklar daha iyi gelişir ve beceriler kazanır.


                                                         Uz.Dr. Selcen ESENYEL
                                                        Çocuk ve Ergen Psikiyatristi
                                                        Derince Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder